2022 Ne Getirecek?

Dileğimiz, 2022 yılının toplumsal refah getirmesidir. Ama dilek yetmiyor. Refah sağlayacak adımları atmak gerekir. Hedef koyup , politika üretmek gerekiyor. Politika üretmek içinde doğru tespit ve teşhis yapmak gerekir. Siyasi iktidarın böyle bir anlayışı yok. Zira açıkça yaşamamıza rağmen TL krizi yok diyor. 2021 büyümesine  tek gösterge olarak bakıyor.

İMF, Dünya Bankası ve OECD , Türkiye de 2021 yılı büyüme oranını yüzde 8,5 ile yüzde 9 arasında tahmin ediyor. 2022 yüzde ise büyüme tahmini 3,3’e  geriliyor.

İşsizlik açısından büyüme önemlidir. Ama Türkiye ‘de büyüme işsizliği fazla düşürmedi. Çünkü  üretimde ithal girdi oranı yüksektir. Yani girdi ithal ettiğimiz ülkelerde istihdam yaratıyoruz.

2021 de yüksek büyümeye ,  ekonominin dinamik yapısı etkili oldu ve fakat   2020 yılında düşük büyümenin baz etkisi ve pandemi serbestliğinin etkisi daha yüksek  oldu.

Aralık ayı etkisi ile 2021 Dördüncü çeyrek , büyüme oranı daha düşük çıkacaktır. Nedenleri;

  • Tüketim harcamaları geriledi. Bunu , ÖTV gelirinin azalmasından , Tüketici ve konut kredilerinin  ve ithal tüketim malının düşmesinden görebiliyoruz.Tüketim harcamalarının düşmesi büyümeyi de düşür.
  • Yatırmlar daraldı. Üçüncü çeyrekte sabit sermaye yatırımları yüzde 2,7 oranında daralmıştı. Dördüncü çeyrekte , kur belirsizliği hem yatırım malı ithalatını düşürdü . TL krizi nedeni ile yabancı sermaye doğrudan yatırım yapmadı. Yerli sermaye de belirsizlik nedeni ile yeni yatırım yapmadı.
  • Dördüncü çeyrekte ihracat artışı , ithalat artışından daha yüksek oldu ve bu nedenle ihracata dayalı bir büyüme yaşayacağız. Ama benim tahminin dördüncü çeyrek büyüme yüzde 4 altında kalacaktır.

Ekonomi yönetimi Türkiye’yi faiz- kur kıskacına soktu. Eğer erken seçim olursa 2022 yılının ikinci yarısını kurtarabiliriz. Gelecek iktidar hiçbir şey yapmasa bile ve kim gelirse gelsin , Demokrasi , hukuk ve güven altyapısı olacağı için  , ekonomi krizden çıkar.

2022 Enflasyon için de umut vermiyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) 1 Aralık’ta yayımladığı son raporunda 2021 sonu için ortalama tüketici fiyat enflasyonu tahminini yüzde 18,7, 2022 yılı tahminini de  yüzde 23,9 olarak açıkladı.

Ancak bu tahminde Aralık ‘ ayındaki sorunlar yer almıyor. Gerçekte ise Aralık ayı enflasyonu 2021 yıllık enflasyonunu da artıracaktır.

Merkez Bankası faiz de bocaladı. Bankaya Güven dip yaptı. Gösterge faizini TÜFE’ nin 7 puan altında tutmak  ve sonrada dolaylı yollardan ekonomik ve sosyal maliyetler yaratarak kurları kontrol etmek , bırakın iktisat kurallarına , hayatın normal akışına aykırıdır. Bir yandan faizi düşürmek öte yandan örtülü faiz vermeye kargalar güler.

2022 para ve kur politikasını açıkladı. Hedef enflasyon yüzde 5 dedi. Türkiye 2006 yılından beri yüzde 5 olarak  enflasyon hedeflemesi uyguluyor. Bu güne kadar tutmadığı gibi , 2021 enflasyonu beş kat daha fazladır.  Enflasyon hedeflemesi tutmazsa , banka TL koruyamıyor demektir.

Merkez Bankası  gösterge faizini  Çekirdek enflasyona göre düzenleyeceğini açıkladı. Kasım ayı Çekirdek enflasyon (B)  19,75 oldu. Ama MB gösterge faizini 14’ e düşürdü.

Özetle MB TL’ yi ve aynı anlamda fiyat istikrarını koruyamadı.. Tek görevi TL istikrarını sağlayamıyor. Bu nedenle enflasyon artmaya devam edecektir.

Mal arzı kısıtları var. Tarımda üretimde daralma oldu. Kur belirsizliği ithal tüketim malının azalmasına neden oldu.

Kur belirsizliği ithalatının ve dolayısıyla üretimde düşmeye neden oldu,

Mal arzında kısıtlama , fiyatları artırıyor.

Yüksek kur , ithal girdi maliyetlerini ve üretim maliyetlerini artırdı. Bu maliyetler zaman içinde TÜFE’ ye yansıyor.

Bu nedenlerle 2021 Aralık TÜFE oranı en az aylık yüzde 9 ve yıllık yüzde 30 dolayında olur.

2022 de ise , bugünkü ekonomi yönetimi devam ederse, talep düşmesine rağmen panik içinde yaşayan bir ekonomide hiper enflasyona gitme riski var.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir