2011 Yılında dünya daha canlı bir ekonomi yaşadı. Dünya büyüme ortalaması 4.2 oldu. 2012 de aynı performansı gösteremeyecektir… Ortalama büyüme yüzde 2.6 olarak tahmin ediliyor. Türkiye için ise 2012 büyüme oranı tahmini yüzde 4 ‘ tür.
Küresel ekonomi 2012 yılında en fazla yine Euro Bölgesi krizinden etkilenecek. Euro Bölgesinde ekonomik daralma bekleniyor. 2012 büyüme oranı eksi 0.4 tahmin ediliyor. Daralma ve yüksek borçlanma maliyetleri , borç sorununu devam ettirecek gibi görünüyor. Kemer sıkma politikaları uygulamak zorunda kalan ülkelerde ortaya çıkan toplumsal direnç ve özellikle seçimler nedeniyle , ekonomik istikrarı sağlamanın zor olduğu görülüyor. Kaldı ki bu sorunların kısa sürede çözülmesi de beklenmiyor… Ayrıca doğal olarak tüm Dünya Avrupa’daki borç krizinden ve durgunluktan olumsuz etkilenmektedir.
Türkiye’ dış ticaretinin yüzde 45’ini Avrupa ile yapıyor. Bu nedenle Avrupa da dış talebin düşmesi , Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyecektir.
ABD ‘de 2012 büyüme oranının , 2011 e göre çok az artı farkla yüzde 2.3 olacağı bekleniyor. Ayrıca 2011 yılında yüzde 9 olan İşsizlik oranının Mart 2012 de yüzde 8.2’ye gerilemesi de , ABD’ ekonomisine daha pozitif görünüm kazandırıyor.
Dünya büyüme şampiyonu Çin’in de 2012 de sorunları olacaktır. Bunların başında, Mart ayında Gayrimenkul satışlarının ortalama yüzde 16 düşme olmasıdır. Yinede 2012 büyüme oranı yüzde 8.4 olarak bekleniyor. İkinci sırada Hindistan geliyor … Ve büyüme oranı yüzde 7.2 tahmin ediliyor.
Çin ve Hindistan Gelişmekte olan ülkeler büyüme ortalamasını da artırıyor. Asya Pasifik ülkelerinde yüzde 5, Latin Amerika’da yüzde 3.7 , Doğu Avrupa’da yüzde 2.8 büyüme tahmin ediliyor.
Küresel enflasyona gelince , Dünya ortalaması yüzde 3 olarak bekleniyor. Hindistan , Latin Amerika ve Doğu Avrupa’da ise , sırasıyla yüzde yüzde 7 , yüzde 6 ve yüzde 6.4 gibi daha yüksek enflasyon yaşanacağı anlaşılıyor. Türkiye de yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 6’dır .Ancak bu hedefin tutma olasılığı düşüktür. Türkiye bu sene yüzde 6’dan daha yüksek enflasyon yaşayacaktır.
Dünkü yazımda , Dünyada yoksullaşmanın tırmandığını vurgulamıştım. Dünya nimetlerinden yararlanma ve toplumsal refah olarak, çarpıcı ekonomik çelişkilerin olmadığı bir dünya hiç olmayacaktır. Çünkü sistem bu adaletsizlik üstüne kurulmuştur. Söz gelimi gelir dağılımı ne kadar bozuk olursa , devlet müdahalesinin düşük olduğu toplumlarda , o kadar çok sermaye birikimi olur.
Gelişmiş ekonomiler Dünya nüfusunun yüzde 15’ini oluşturuyor. Buna karşılık Milli gelirleri toplamı 42 trilyon dolardır. Gelişmekte olan ülkeler ise dünya nüfusunun yüzde 85’ini oluşturuyor. Milli gelirleri toplamı ise gelişmiş ülkeler milli gelirinin yarısı yarısı kadar, 21.5 trilyon dolardır.
Yani gelişmiş ülkelerde fert başına düşen milli gelir , gelişmekte olan ülkelerin 11 katıdır.
Türkiye 2010 yılında , GSYH büyüklüğü olarak dünya sıralamasında 17 sırada iken , 2011 yılında 18 sıraya gerilemiştir. Oysaki 2011 yılı büyüme oranı yüzde 8.5 olmuştur. Buna rağmen Türkiye GSYH’sının sıralamada gerilemesine , 2011 yılında dolar kurundaki artış olmuştur.
Fert başına milli gelir sıralamasında ise , 10.576 dolarla , Türkiye dünya sıralamasında 62. sırada yer almaktadır.