14 MAYIS SONRASI EKONOMİDE NE OLUR?

ERDOĞAN VE AKP KAZANIP DEVAM EDERSE;

Ekonomi kadrolarını değiştirir. Muhtemelen tek haneli faizi bırakıp, gerçekçi reel faiz politikasına dönebilir. Bakanları milletvekili yapması ve eski maliye bakanı ile görüşmesi bu değişiklik arayışını gösteriyor.

Ancak ekonomik istikrarı bozan nedenlerden; Otokrasi, taraflı yargı, yolsuzluk, batı karşıtlığı, partizan devlet anlayışı ve ideolojik eğitim (İmam hatip okulları)  devam eder.

Erdoğan programında ve beyanlarında ekonomik istikrarı mali disiplinle sağlayacağını hedefliyor. Bütçe açıklarını azaltmak için vergi oranlarını artırabilir. Yeni vergiler getirebilir.

Dış açıklar için çözüm getirmesi zor görünüyor. Erdoğan, Çin ve Rusya’nın başı çektiği Şanghay İş birliği örgütüne girmek istediğini açıklamıştı.

Oysaki Türkiye dış ticaretinde AB ve ABD’ ye karşı fazla veriyor. Buna karşılık dış ticaret açığının yüzde 80’ini Rusya ve Çin’le olan dış ticaretten dolayı veriyor. Bu durumda dış açıklar devam eder.

Gerek uygulamada ve gerekse parti programında bu risklerin çözülmesine dair bir belirti yoktur.

Temel sorun güven sorunudur. Erdoğan’a ve iktidara olan iç ve dış güven endeksleri düştü. Yabancı yatırım sermayesi gelmiyor. Yerli sermaye çıkıyor. Bu şartlar altında, Erdoğan devam ederse Türkiye dış borçlarında temerrüte düşer, dolar kuru artar ve ekonomik kriz derinleşir. 

KILIÇDAROĞLU VE MİLLET İTTİFAKI KAZANIRSA;

Millet ittifakı mutabakat metninde; demokrasi ve hukukun üstünlüğüne dönüleceği, Devletin yeniden liyakat esasına göre ve kurumsal devlet yapılacağı, bürokraside yolsuzlukların önleneceği, çağdaş eğitim sistemine dönüleceği yer alıyor.

AB’ nin en fazla üzerinde durduğu demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür. Her programında bu hususları tenkit ediyor. Yolsuzlukla mücadelede Türkiye’nin yetersiz olduğu vurgulanıyor. İktidar değişirse, AB’ nin Türkiye ye kesilen destekleri başlayacak, vize sıkıntısı kalkacaktır.  Avrupa Birliği yabancı sermaye için çıpadır.

Yargı bağımsızlığında Türkiye’nin geri düşmesi, yabancı yatırım sermayesini ürkütüyor. Gerçekte ise bağımsız yargı yabancı yatırım sermeyesi için güven unsurudur.

Mutabakat metninde ‘’Merkez Bankası, BDDK ve SPK ‘ya bağımsız kuruluşlar olacaktır ‘’ deniliyor. Bu durumda Merkez Bankası gerçekçi faiz uygular. Borsada manipülasyon kalkar. Enflasyon düşer ve Portföy yatırımları girer.

Türkiye’nin kendi dövizini yaratıncaya kadar ve yatırım yapmak için dövize ihtiyacı var. Bunun içinde yabancı yatırım sermayesi girişi ve yerli sermayenin de yatırım yapması gerekir. Yeni hükümetle güven sorunu kalkar, sermaye girişi artar yatırımlar artar. Yabancı sermaye girişi ile döviz arzı artar. Kur artışları devam etmez. TL az da olsa değer kazanır.

Millet ittifakının handikabı ekonomide hızlı karar verebilmektir. Bunun için planlama ve ekonomi yönetimi partiler dışından , teknik heyetler  olarak oluşturulmalıdır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir